Satellite Morgan

Uyandığımda kendimi bir ormanda buldum.Yemyeşil renkli,upuzun ağaçlı ve bir o kadar da sessizliğiyle insanın içini ürperten bir ormandı..

Henüz daha güneş günü yeni aydınlatmıştı.D vitamini saçan güneş ışınları sayesinde günüm bol D'li geçecek gibiydi.Orman bir süre sonra yemyeşilden sarı ve yeşilin karışımı bir renge büründü.Ormanda yalnız olduğum için gözlemleyecek vaktim boldu.

Daha bir önceki gece sıcacık yatağımda ailemle beraberdim.Daha bir önceki gece herkese iyi geceler deyip,ilk defa iyi bir akşam geçirdim.Daha bir dün gece arkadaşlarımla gezmeye çıktım.Daha dün gece ilk defa arkadaşlarımla bara gittim..

Gitmez olaydım bara.Her yer ışıklıydı.Gözüm girer girmez tutmamıştı.Tam arkamı dönmeye yeltenmişken George kolumu tutarak bana iğrenç ve kızgın bakışlarla:
"Buraya geleceksin!Daha yeni geldik gidemezsin."
Ondan her zaman için korkmuşumdur.Kız erkek tanımadan herkesi dövüyordu.Kabadayı biriydi ama görünüşü bunu hiç anlatmıyordu.En iyi arkadaşım Ally beni buraya zorla getirmişti.Ve George da onun diğer bir en iyi arkadaşıydı.

Ally'nin sarı saçları arasındaki kulağına fısıldadım:
"Ben buradan gitmek istiyorum."
Ally beni dikkate bile almadan mini pembe elbisesiyle dans edenler arasına karıştı.George da piste çıkınca gitmeye yeltendim.Burası zorba adamlarla dolu iğrenç bir yerdi.Tam kapıdan çıkacakken görevli:
"Selam genç kız.Dans edelim mi?" diye sordu.Bu ne cüretti böyle?Hemen kapıdan çıkıp,koşacaktım.Bunu planlıyordum.Ama maalesef barın her yeri iri yarı adamlarla doluydu ve çıkışa geldiğimde simsiyah ve bana ait olmayan bir arabadan başka hiç bir araç yoktu.Yani kaçabilme imkanım yoktu.Görevli tekrar gelerek:
"Kaçamazsın.Gel dans edelim." dedi ve beni kolumdan tutarak dans pistine götürdü.Ally ve George da dans pisti üzerinde figür denirse ayıp olacak cinsten acayip hareketler yapıyorlardı.Görevli adam da acayip hareketler yapmaya başladı.Ally'nin kulağına fısıldadım:
"Kurtar beni buradan." Ally duymamış gibi yapıyordu ki eminim duymuştu çünkü o duymaması gereken şeyleri bile duyardı.Görevli adam az sonra:
"İçki ister misin?" diye sordu.Ben ise hemen bir bahane uydurup:
"Tuvalete gitmeliyim." diyip,oradan uzaklaştım.

Tuvalete girip,elimi yüzümü yıkadım ve kendimi tuvalete kilitledim.Biraz sonra dışarıdan üç farklı ses geliyordu:
"Buraya gel hemen yoksa çıkınca pataklanırsın!"
"Hey genç kız dansa devam!"
"Sophie bir şey olmayacak."

Hiç birisine inanmıyordum.İçimde bir korku vardı.O sırada kapının kırıldığını duydum.O bir çelik kapıydı,kırmak için bayağı bir güç gerekliydi ki onu kıran güç benim kilitlendiğim tuvaletteki tahta kapıyı rahatlıkla kırardı.Ally'nin sesi duyuldu:
"Orada!"

Ally ne biçim bir arkadaştı öyle?Demek ki her şeyi yalanmış.İlk geldiğim günkü gülümsemeleri,sırları,konuşmaları hepsi..

Birden aklıma çılgın ve korkunç bir plan geldi.İğrenç içkileri içmek veya tanımadıklarımla dans etmek istemiyordum.Bu yüzden yerdeki iğrenç sidiklere sürülmeyi göze alarak zayıf bedenimle sürünerek diğer tuvaletlere geçip,cam kenarındakinden çıkmaktı..Ayakkabılarımı çıkararak Ally'nin işaret ettiği tuvaletin altına bıraktım ve iğrenç yola koyulmadan önce:
"Biraz midem bozulmuş olmalı.Dışarıda bekleyin."

Görevli kızmışa benziyordu:
"On dakika sonra kapının önüne gel."

Sonra altı ayak tuvaletten çıktılar.Ben de camdan rahatlıkla kaçabilirdim ama bunu mutlaka iğrenç yerlere sürünerek yapmalıydım.Bulunduğum yerden çıkarak izimi belli edebilirdim.Sürünmeyi tercih ettim.

Sürünürken yerdeki alkol şişeleri en iğrenciydi.Tuvalette bile içki vardı.Yerler bembeyazdı dolayısıyla en ufak bir leke görünüyordu.Dışarıdan ise çabuk olmamı söyleyen sesler geliyordu.

Ben sürünerek,iğrençliklerle dost olarak cama vardım.Camı açtım ve gayet yüksek görünen bir yerden ölmeyi göze alarak atladım.Gözlerimi kapadım ve sarı saçlarımı arkaya attım.Üstümdeki tüm ağırlıkları tuvalete bırakıp oradan atladım.

Hiç bir şey olmamıştı.Tabi ki peşimden bağıran üç kişiyi saymazsak..

Hemen koştura koştura ayaklarım beni nereye götürürse oraya gitmeye çalıştım.Evin yoluna baktım,kalabalıktı.Dikkat çekmemek için ıssız bir yoldan koştum.Arkamdan Ally,George ve güvenlik beni kovalıyorlardı.Bu karanlıkta uluma sesleriyle koşmak çok kötüydü.

Koşa koşa ıssız,korkunç,hayvanlarla dolu bir ormana girdim.Hala arkamdalardı.O sırada biri bana bira şişesi fırlattı ve kafama geldi.Birdenbire yere yığıldım.Aslında bayılmamıştım veya ölmemiştim ama peşimi bırakmaları için göremediğim ve sanırım ıslak çimenlere yattım.

Görevli bağırıyordu "Sanırım öldü!Hemen buradan kaçmalıyız!" Sonra hepsi gitti.

Ben de uyandım.Sapsarı saçlarımdan kıpkırmızı kanlar akıyordu.O gece karanlıkta ve soğukta bulabildiğim en yakın gölde saçlarımı yıkadım.Çok acıyorlardı.Ve de tüm malzemelerimi barda bırakmıştım.Gece çok soğuk geçecek gibiydi.

Biraz üşüdükten sonra o günün yorgunluğuyla uykuya dalmışım.Uyandığımda ise dediğim gibi yemyeşil bir orman,sapsarı bir güneş..Ayaklarımın götürdüğü yere gidiyordum.Neresi olursa olsun güvenli yaşamak ve kimseye güvenmemek için kendi yolumu bu ıssız ormanda çiziyordum..

HiçRenklendirme bira kötüydü:
95
Tebrikler ve İyi Rp'ler